All-On-Six Diş İmplantı

Modern diş hekimliğinin sunmuş olduğu All-on-six implant sistemleri global uygulanan bir sistemdir ve Türkiye’de konusunda uzman hekimler tarafından çok sık uygulanan tedavi yöntemleridir. Yüksek kalite dental implant ve protetik malzeme kullanımıyla beraber tecrübeli hekim kadrosu ve güncel teknoloji donanımlı dental laboratuvarlar lokal hastalarımıza başarı odaklı tedaviler sunduğu gibi yurt dışından gelen misafir hastalarımıza da yüksek memnuniyet sonuçlu All-on-six tedavi sistemlerini uygulamaktadırlar.

Özellikle Avrupa ve Amerika kıta ülkelerinde yüksek hekimlik ve laboratuvar ücretleri dental tedavilerin de yüksek maliyetli olmasına neden olmaktadır. Türkiye’de global ve yüksek kalitede malzeme kullanımının yanında hekimlik ve laboratuvar maliyetlerinin daha uygun olması, dental tedavilerin de bütçelere daha uygun olarak gerçekleştirilmesine olanak sağlamaktadır. All-on-six implant ve protetik yapı tedavi yaklaşımı da dolayısıyla, Türkiye’de çok daha uygun bütçe ile yüksek kalitede gerçekleştirilebilmektedir. Aynı zamanda all-on-six sistemlerinin cerrahi işlemin hemen sonrasında sağlamış olduğu sabit geçici protez sistemi özellikle sağlık turizminin yoğun olduğu Türkiye’de oldukça sık uygulanan sistemler olmasını sağlamıştır. Kliniğimizde 20 yılı aşkın tecrübedeki hekimlerimiz All-on-six tedavi yöntemlerini siz değerli hastalarımıza kişiye özel estetik ve gülüş tasarımı perspektifinde sunmaktadır.

Bununla beraber kültür miras şehri İstanbul’un tarihi ve büyüleyici atmosferi altında gerçekleştirdiğimiz tedaviler ile sağlık ve mutluluk dolu gülüşlerinize çok keyifli bir tecrübe ile kavuştuğunuzu bizler de profesyonel ekip olarak şahitlik etmekteyiz.

Gerek üst çene gerek ise alt çene tam dişsizlik vakalarında All-on-six tedavi konsepti uygun olmaktadır. İmplant uygulanması için en önemli şart implant aday bölgenin yeterli kemik hacmine sahip olması gerektiğidir. Bununla beraber hastanın tıbbi açıdan genel sağlık durumunun da elverişli olması aranmaktadır. Sistemik rahatsızlıkların varlığı durumunda göz önünde bulundurulması gereken en önemli sağlık koşulları;

• Kan sulandırıcılar: Kardiyovasküler rahatsızlıklara bağlı kullanılan ve kanda pıhtı oluşumunu engellemek amacıyla kullanılan antikoagülan ve antiplatelet ilaçlardır. Her ne kadar oral cerrahi içerikli dental implant uygulamalarından önce kullanımını kesilmeleri tavsiye edilse de doğru olan yaklaşım, oral cerrahi işlemlerden önce hastanın kan tablosu ve genel sağlık durumunun takibinde olduğu bir kardiyoloji uzmanı tarafından değerlendirilmesidir. Diş hekimliğinin minör cerrahi işlemlerinde (dental implant, diş çekimi, endodontik cerrahi, dişeti cerrahisi ve bunlar gibi) yoğun kanama beklenmemektedir. Bununla beraber cerrahi işlemlerde hekim ve hasta konforunun sağlanması amacıyla kan sulandırıcı kullanımın kesilmesini kanda International Normalized Ratio (INR) değerlerine bakılarak kesilmesini tavsiye etmekteyiz. INR değerinin orta dereceli oral cerrahi işlemleri için 2-3 arasında olması, cerrahi işlem esnasında güvenli bir değerdir. American Academy of Oral Medicine organizasyonunun 2016 tarihli Klinik Uygulama Beyanı'nda orta düzeyde invaziv ağız cerrahisinin (tanımı "komplikasyonsuz diş çekimi") 3,5 INR ile güvenli olduğu belirtmiştir. Eğer gerçekleştirilmesi planlanan cerrahi işlem ileri invazif cerrahi işlemleri ise ileri cerrahi işlemler için INR değerinin ≤2 olması gerekmektedir. All-on-six işlemleri ileri oral cerrahi işlemleri olarak değerlendirilebilir ve çoklu implant uygulamaları yanında çoklu diş çekimininide içerebilmektedir. Dolayısıyla All-on-six tedavi yaklaşımlarında INR değerinin ≤2 olması işlemin güvenliği açısından önemlidir.

• Diabet: Diabet hastalarına nasıl kardiovasküler, genel cerrahi ve tıbbi cerrahi işlemlerin birçok ameliyatı yapılabiliyorsa, aynı şekilde dental/oral cerrah işlemler de yapılabilmektedir. Burada en kritik durum diabetin kontrol altında tutulabilmesidir. Dolayısıyla All-on-six dental implant uygulamalarından önce hastanın son iki ila üç aydaki ortalama kan şekeri (glikoz) düzeyini gösteren Hemoglobin A1C (HbA1C) testinin yapılması oldukça önem taşımaktadır. Oral cerrahi işlemlerin güvenli bir şekilde yapılabilmesi için HbA1c kan değerinin 64 mmol/mol (8%) ≤ n olması beklenmektedir. Bu referans aralığından yüksek HbA1c değerine sahip hastaların cerrahi işlem sonrası gecikmiş iyileşme ve artmış enfeksiyon riski görülebilmektedir.

• Bifosfanat ve benzeri ilaç kullanımı: Fizyolojik olarak kemikte iki mekanizma aynı anda çalışmaktadır. Kemik yapımı (oesteoblastik aktivite) ve kemik yıkımı (osteoklastik aktivite). Bifosfonat ve benzeri etkiye sahip ilaç grubu kemik yıkım mekanizmasını inhibe eder yani engeller ve kemik yapımı devam eder. Bu durumda kemik mekanizmasındaki denge kemik yapımı lehine döner ve ilaç kullanımı süresince sürekli bir kemik yapımı devam eder. Osteoblastik aktivitenin yoğun bir şekilde devam etmesi sonucunda kemikte oluşabilecek cerrahi kaynaklı bir yaranın iyileşmesi riskli duruma gelecektir. Kemik iyileşmesindeki bu bozukluk, kemikte nekrotik dokuların oluşmasına neden olur ve kemik içi enfeksiyon oluşturan bu nekrotik alanların temizlenmesi gerekmektedir. Bu kemik içi lezyonlara genel olarak MRONJ (Medication-related Osteonecrosis of the Jaw) denilmektedir. Bu grup ilaç kullanan hastaların MRONJ oluşma riskini değerlendirmek üzere kanda β-CTx değerlerine bakılmaktadır. β-CTx değerinin <100 pg/ml olması durumunda oral cerrahi işlemi için risk var demektir. Aşağıdaki tabloda göre gerek all-on-six gerek ise diğer oral cerrahi işlemleri açısından risk/güven değerleri belirtilmiştir.

• Sigara kullanımı: Sigara kullanımı oral hijyenin negatif yönde etkileyen en önemli unsurlardan biridir. Kötü bir ağız hijyeni tıpkı doğal dişlerin etrafında meydana getirdiği diş eti iltihabı ve takibinde kemik yıkımı gibi dental implantlar etrafında da yumuşak ve sert dokularda plak birikimine bağlı olarak yıkım meydana getirmektedir. Bununla beraber yapılan bilimsel araştırmalarda sigara kullanan hastaların implant kayıp oranları kullanmayan hastalara nazaran 2. 14 kat daha fazla olduğu belirtilmiştir. Sigara kullanımı uzun dönemli dental implant başarısını ve kullanımını tehdit eden önemli bir faktördür. Bununla beraber sadece implant cerrahi işlemlerinde değil aynı zamanda kemik grefti uygulamalarında sigara kullanımı iyileşmeyi bozan ve doku oluşumunu engelleyen önemli bir kötü alışkanlıktır.

• Alkol kullanımı: Alkolün sağlıklı doku protein metabolizmasında dokuya özgü değişikliğe sebep olduğu bilinmektedir. Alkol kullanımı bağışıklık sistemine etki eder ve dokunun iyileşme sürecinde katkıda bulunan bulunduğu proteinlerin yapısını değiştirir. Dolayısıyla iyileşme süreci sekteye uğrar. All-on six Tedavi yaklaşımları oral cerrahi kapsamında bulunmasından dolayı alkol tüketimi bu tür bu tarz cerrahi sonrası doku iyileşmesine negatif yönde önemli derecede etki eder.

All-on-six sistemlerinde genel olarak ekstra ve ileri cerrahi işlemleri gerekmemektedir. İleri cerrahi işlemleri yetersiz kemik hacimlerinin varlığında gerekmektedir. Üst çenede hava basıncı (pnömatizasyon) nedeniyle maksiller sinüs tabanı diş çekimi yapılmış bölgeye genişleme/ekspanse olma eğilimindedir. Maksiller sinüsün genişlemesi üst çene arka bölgeye implant koyulmasını oldukça zor duruma getirir. Bu durumda üst çene arka bölgeye maksiller sinüsten kaçınmak için sinüs tabanına teğet implant yerleştirilir. Bu eğim hekim tarafından bilinçli bir şekilde oluşturulmaktatdır. Eğer bu şekilde implant yerleştirilmesi istenilmezse, maksiler sinüs lifting olarak adlandırılan cerrahi işlem ile üst çene arka bölgeye kemik tozu grefti koyularak implant adayı bölge kemik hacmi bakımından elverişli hale getirilir.

Alt çenede bu durum daha farklıdır. Genel olarak semfiz olarak adlandırılan ve köpek dişlerinin de içine alan ön bölgede implant uygulaması için elverişli olmaktadır. Semfiz bölgesine implant yerleştilmesi mümkün olmayan durumlar nadir de olsa yetersiz kemik kalınlığından ileri gelmektedir. Bu durumda kemik kalınlığını arttırmak amacıyla otojen blok kemik grefti veya Guided Bone Regeneration (GBR) işlemleri yapılmaktadır. Bununla beraber semfiz bölgesi sınırlarını belirleyen çift tarafalı 2 anatomik bir yapı mevcuttur; foramen mentale. Bu yapı alt çene arka bölgede seyreden alveolaris inferior sinirinin kemik dokusundan yumuşak doku ile bütünleştiği açılımdır. Özellikle foramen mentale noktasından alt çene arka bölgeye doğru kemik yüksekliğindeki azalma ve yetersizlik bu bölgelere implant uygulamasını olumsuz yönde etkilemektedir. All-on-six işlemlerinde foramen mentaleye hasar vermemek ve mevcut kemik hacminden en verimli şekilde destek almak için arka grup implantlar eğimli yerleştirilmektedir. Bu eğim hekim tarafından bilinçli bir şekilde oluşturulmaktadır. Bununla beraber eğer arka bölgede yetersiz kemik miktarını artırmak yönünde bir tercihte bulunulacaksa;

• Guided Bone Regeneration (GBR)

• Otogen kemik grefti

• Alveolar Distraction osteogenesis gibi işlemler yapılabilmektedir.